Searching...
25 Mart 2013 Pazartesi

qırıxlar.. bir diyarbekir klasiği..


BITIRIMLIK UZERINE - Qırıkların Hikayesi 

Ya aşk! Aşık da olur elbet qırık. "Onun da kalbi vardır, O’ da insandır." Bu aşklar akıl almaz bir yoğunluk taşır, ama senin benim aşkıma benzemez. Bir ceylana sevdalanır qırık, fakat bunu hiç açık etmez. Bazen kızın bile haberi olmaz. Artık iki tür kız vardır qırığın hayatında. Sevdiği kızın adı "Dava", diğer bütün kızlar "Bacı" dır. 
Genellikle iş yapmaz qırık. Uzunca bir süre ana-babasının cebine koyduklarıyla geçinir gider. Yavaş yavaş çatlak sesler çıkmaya başlayınca da iş başa düşer. Artık gaspçılık Allah'ın emridir. Qırıklığın şanına halel getirmemek için gizli de bir çırpınma içindedir elbette, çünkü parasız pulsuz kalıp arpacılık (hırsızlık) gibi soysuz bir işe düşmek de vardır sonunda. 

Bu yüzden çok çalışır qırık. Satırı jileti iyi kullanmalıdır. Bakışı, yürüyüşü, sesinin tonu ürkütücü olmalıdır. Bunlar hiç aksamamalıdır ki Hugi (haraç) yiyebilsin, paralanabilsin. Onun da bir dolu masrafı vardır çünkü! Sabaha ciğer kebabıyla başladıktan sonra sayısız çay içen qırık ara sıra da Bedendibi' ne esrar çekmeye gider. Maksat kafa bulut olsun! Esrar bulamadığı zamanlarda pek dert edinmez. Pembe-Beyaz ve sarı bomba iki zavallı haptır ve leblebi gibi satılır. Çekil şota bir köşeye, yap "hableme" ni. Sonra duman gibi dolaş caddelerde. Çok mu dolu için, kemiği etinden kaşından bol vücuduna ateş mi düşmüş, bas jileti göğsüne! Sonra da yarı aralık kızarmış gözler ve kaskatı bir bedenle bağırmaya başla "Var mi ulan ha!" 

Bir qırık arada bir de olsa neden kan revan içinde kalıp tehdit eder çevresini? Niçin durup dururken kafa tutar yaşama? Bunu anlayabilmek için dönüp, bu, surlarının kenarından iplik gibi kan sızan kara kaşlı şehrin tarihine, evlere musallat olmuş zift gibi yoksulluğa, bu yaralı insanların yüzlerinde umursamazlık, öfke, mahzunluk ve anlaşılmaz bir masumluğu taşımasını becerebilen çocukların gözlerine bakmak lazım! 

Kavgalarda mertlik olmalıdır. Qırık bunu çok iyi bilir. Çocukluğum ve ilk gençliğimde kaç kez tanık oldum. Öfke zapt edilememişse sözü öyle fazla uzatmaz qırıklar,ama kavgada hemencecik başlamaz. Adil ve teke tek olması gerektiğinden hemen iki taraftan biri gök gürlemesi gibi önerisini atar ortaya: 

-Yürü ula.Gazi köşkü' ne gidelim. 

Gazi köşkü ıssızdır çünkü. Engelleyecek, ayıracak insan yoktur. Hemen bir taksi çevrilir. İki qırık da ağız lafları ve hışımlarıyla kurulurlar koltuğa ve kavgaya doğru yolculuk başlar. Gazi köşkü şehrin dışında olduğundan biraz pahalı bir kavga olanıdır. İnsanlık hali, olurya, para yoktur kırığın üzerinde. Bu gibi durumlarda da kavganın hakkaniyetine gölge düşürülmez. Çünkü yürünerek gidile bilinecek iki yer daha vardır. Biri bedendibi, diğeri koşu meydanı. 

Omuzlarını alabildiğine kırarak, kaşlarını amansız çatarak ve tek kelime etmeden yola düşer qırıklar. Meydanlar ikisini beklemektedir artık? Peki bu abartılı ve çoğumuza saçma gelebilecek adalet duygusu nasıl gelişmiştir bu insanlarda? Çocukluğumda beni hep şaşırtmış bir olay vardır futbolla ilgili. Topu orta sahadan kapmışsınız, rakip takımın oyuncularına çalımı basıp bellerini kırıyorsunuz.Kaleciyle karşı karşıyasınız, bir çalım da ona, kale önünüzde bomboş, hafif bir dokunsanız topa, gol! yok! olmaz! Çünkü tam o sırada rakip takımdakiler hep bir ağızdan bağırmaya başlamışlardır: 

Bos kale kabrağiii! bos kale kabrağiii! 

Bu laflar üzerinde durursunuz. Az önce gösterdiğiniz bütün hüner boşa gitmiştir. Boş kaleye gol atarsanız kabrak olursunuz. Bırakırsınız topu. Saçma sapan da olsa, içinde kurnazlıkta taşısa buradaki durumu görüyor musunuz? Raconculuk daha çocukken başlamış. Kabraktan qırık olmaz. 

Başka bir özelliği de kolay kolay başka bir kenti, o kentin insanlarını beğenmemesidir kırığın. Mardin'e bozuk plaka der, Urfa'nın yüzüne bakmaz, Antepi şehirden saymaz, Siirtliyi küçümser, Diyarbakır'ın saf keriz tiplerinede dudak büker. Bu türden insanlar için en yaygın kullanılan sıfat "GUNDİ" dir. 

Bir de "pis burjuva" çocuklarından hoşlanmaz. Onların adı da "pisküvit çocuği" dır. Tek saygı duyduğu kesim "şehir çocukları" dır. Her gördüğü yerde selamlar, bir yerde oturuyorsa hafifçe yerinden kalkıp elini göğsüne götürüp başını eğer. Onlarla konuşurken dehşetli efendidir. "Başımın tacısın" , "Başımla beraber" , "ser çavemın, ser seremin" gibi laflar hakedenler için en sık kullanılan qırık klasikleridir. 

Bulunduğu mekan neresi olursa olsun, önce kendisi kalkmışsa hesabı ödeyip çekip gider, kendisinden önce biri buna yeltenirse adamı elinden kolundan tutup para verdirmemek için her türlü vücut hareketi yapar. Paraya köpek muamelesi yapmak bir hayat tarzıdır, keyif verir kırığa. 

Ya aşk! Aşık da olur elbet qırık. "Onun da kalbi vardır, O’ da insandır." Bu aşklar akıl almaz bir yoğunluk taşır, ama senin benim aşkıma benzemez. Bir ceylana sevdalanır qırık, fakat bunu hiç açık etmez. Bazen kızın bile haberi olmaz. Artık iki tür kız vardır qırığın hayatında. Sevdiği kızın adı "Dava", diğer bütün kızlar "Bacı" dır. 

Kafası dumanlandığında etrafındakilere bir-iki anlattığı olur. Özlem çeker, iç çeker, aşk acısı çeker, gözüne uyku girmediği geceler olur, ama öldür ALLAH gidip davasıyla konuşmaz. Niçin? Yakışmazda ondan. Aşk hem engellenemez ve güzeldir, hemde köpek gibi utanılası bir şeydir. Kızı şöyle bir-iki kapı önünde görme kader alışverişe çıkmışsa ağır ağır takip etmek yeterlidir. Sanki şu güzelim şarkı qırıklar için yazılmıştır "Seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli". 

Politika! Olmaz olur mu! Kıyısından köşesinden de olsa bütün Diyarbakır qırıkları "siyasi bilinç" e sahiptir. Faşizm, ulusların kendi kaderini tayin hakkını, emperyalizmi! duymuştur en azından. Kafasına estiği toplantılara, eğitim çalışmalarına katılır. Slogan attığı da olur. "Devrimci ahlak" tan haberdardır. Lumpenlik suçlamasından ödü patlar. 

Siyasilere müthiş saygı duyar. Onların olduğu ortamlarda kendine biraz çeki düzen verir. Qırıklık raconunu zulaya atar, yeri ve zamanı gelince çıkarır. İşin özü  "Herseyin sahnesinde belli olduğu" bu büyülü şehrin olmazsa olmaz süsleridir qırıklar. Çığlıkla öfke kardeş yaşayıp durur içlerinde. 

Tekrar vurgulamam gerekiyor. Haksızlık, kan, baskı, isyan, başkaldırı, yoksulluk! Bir harmanlayalım bakalım! Kaç hayat kırılır, kaç qırıkçıkar,bir  harmanlayalım.

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorum yazarken Küfür, hakaret vb davranışlardan kaçının aksi halde yorumunuz onaylanmaz.

 
Yuxari Çıx!