BİLGİSİZ ADEM, PERESIZ ADEM

---Şerif’in seetini gördın mi?

---Yox walla görmedım, niye sordın ?

---Walla helal olsın ademe, altun qaplama bir seet taxmiş, altun yıldız bi elbise geymiş, ayağındaki kundura ayni yılan gibi simsiyah…

İşte rutin bir köy odası sohbeti… adamın kolundaki altın kaplama saat, giydiği markalı kumaş elbise ve ayağındaki kundura ile hemen makama oturtulmuş. Dayanamayıp bu reklamı yapana soruyorum :

---Peki ya insanlığı ve bilgisi ?

Adam biraz düşündükten sonra yanıt veriyor :

---Ademın insanlıği ve bilgisi olmazsa bu kadar şeyi olır mi?

---Ya çalmışsa… veya haksız bir şekilde elde etmişse… ?

Adam yanıtını önceden hazırlamış gibi pat diye ortaya atıverdi.

---Ben oni buni bilmem, peresız adem rezil ademdır.

Orada oturanlar tarafından da büyük bir arka buldu adamın bu söylemi… Boks ringinde nakavt olmuş gibi oldum, resmen adam beni mort etmişti. Bu anlayışı bir şekilde tersine çevirmenin yollarını aramaya başladım. Bunun için de sohbet konusunun değişmesi gerekiyordu.

Tam o esnada TV’de haber yayına girdi.

---Milleeeet !!! diye seslendim.

Herkes bana şaşkınlıkla bakınca :

---Sessiz olun haberleri izleyelim dedim.

Sessizliğin ardından “Barış Süreci” ile ilgili parti liderlerinin grup konuşmaları büyük bir heyecanla veriliyordu. Bahçeli’nin boğuk ve boğazını yırtarcasına çıkan sesi… “Bu ülkenin seksen yıllık kazanımları iktidar tarafından İmralı’ya peşkeş çekiliyooooorrrr !!! buna asla müsaade etmeyeceğiiiiiizzzz!!!” derken, Kılıçdaroğlu’nun kendisinin bile anlamakta zorluk çektiği, “Anayasa’nın olmazsa olmaz maddeleri ile oynatmayıııızzz!! Bu ülke ve millet ne zorluklarla kurdu bu Cumhuriyetiiii!!! Öyle kolay kolay heba olmasına izin vermeyeceğiiizzz!!!” söylemine karşılık benim dudaklarımdan gayri ihtiyari, “Vurulmuş tertemiz alnından uzanmış yatıyor, birkaç oy uğruna ya rab ne ocaklar batıyor!” şeklinde dökülen sözler orada bulunanların dikkatlerini bana çevirmelerine neden olmuştu.

Az önce orta sahayı eline alıp Şerif’in altın kaplama saati ve markalı kumaşından söz eden adam:

---Xoce sen bu işe ne diyorsun ? diye sordu.

Ben sakin bir şekilde gülümseyerek :

---Valla ben parasız ve rezil bir adamım bu işten ne anlarım? gidin Şero’ya sorun o daha iyi bilir. dedim.

Adam mahcup olmuştu. Ama söyleyecek bir şey de bulamamıştı. Orada bulunan ve başından beri bana arka çıkan Hemo dayı :

---Şero bu işten ne anlar loooo!!! bilgisiz adem rezil ademdır !!!

Orada bulunanlar kıyasıya bir tartışmaya girmişlerdi, “parasız adam mı, yoksa bilgisiz adam mı rezildir” diye. Münazara şeklinde geçen tartışmalardan sonra bir karara varamadık.

Şimdi siz değerli qırıx ailesine soruyorum, parasız adam mı, yoksa bilgisiz adam mı rezildir? diye…


*Aziz GÜLMÜŞ